Browsing Category

Çökmüşlükler

Çökmüşlükler

Son

Her şeyin bir başı, bir de sonu olmalı…

Bu da burdaki son yazım hey blog!

Yeni başlangıçlarda görüşmek üzere, hayata anlam katan herkese…

Çökmüşlükler

Mutsuzluk Ekilmiş Topraklarda Yaşıyoruz

Çok parası olan insanların neden hala çok çalışmaya devam ettiğini sorguladınız mı hiç?

Aslında çoğu para kazanmak için değil, paranın kazandıramadığı mutlulukları zihinlerinde baskılamak için çalışır,

Çalışmak çoğu insan için maddi bir ihtiyaç değil, ruhsal bir kaçıştır.

Mutsuzluk ekilen topraklardan, mutluluk meyveleri toplayamazsınız.

Yaşadığımız ülkenin topraklarına öyle mutsuzluk tohumları ekilmiş ve üstüne öyle gübreler atılmış ki,

Biz o topraklardan çıkan ürünlerin bize ne faydası var bilmeden, yarattığı mutsuzlukların farkında olmadan, elimizdeki anlamsız mutsuzluk meyvelerinden nasıl kurtulacağımızı arayarak geçiriyoruz ömrümüzü…

Çökmüşlükler

Bir AMA daha ekledim, Zaten pek de mutlu sayılmayan ruhuma…

Soğuktu hava,
Aslında soğuk olduğunu biliyordum da,
Üşümek istemişti ruhum, belki çare olursa diye,
Ateşler içindeki yangınına

O da çare olmamış,
Zaten pek de mutlu sayılmayan ruhuma,
Ve daha da zor gelmişti bu coğrafya-bu beden-

“Gözlerin ateşler saçıyor,
Kelimelerin ise hüzün,
Baktığın yerlerde bizden farklı şeyler gördüğün kesin”

diye başlayan, biraz mutsuzluk biraz da umut barındıran bir cümle kurmuştu kadın -AMA demeden önce,

Bolca kilometre taşı barındıran tarihçeme bir AMA daha eklenmişti, tam da o anda,

Yaş 42, AMA ‘ların sayısı ise belirsiz bir hal almıştı,

Ne yeni başlangıçlara çare bir ruh,
Ne de “bitti” diyecek bir bedene sahipken,

Otobanda karşıdan karşıya geçmeye çalışan,
hızını tam da kestirmediği araçlara bakan ama çok da önemsemeden yolun ortasına atlayan,
Belki çok ufak milimlerle kurtulmuş bir şekilde otobanın yarısına geçen bir çocuk olursun…

Diğer yol ilki kadar seyrek araçlara sahne olmaz o otobanda,
Aslında bu sefer hızlarını daha fazla önemsersin araçların,
Ama kendini her yola atmak istediğinde bir araba gelir de kendini geri çekersin ya,

İşte tam da o anda, ne geri dönmenin faydası vardır,
ne de karşıya geçebilmenin yolu,

İşte böyle bir yaşta, 42’de, bir AMA daha ekledim,
Zaten pek de mutlu sayılmayan ruhuma…

Çökmüşlükler

Bugün de iyi bir insan olamadık!

Bugün de iyi bir insan olamadık,
Ne kadar günah varsa koyduk kefemize
Ruhumuza iyi gelecek ne varsa kafamızı diğer tarafa çevirdik
Bedenimizi doyurduk bugünde

Ruhumuz o kadar aç ki, bedenden umudu kesmiş gibi
Farklı rotaları gözlüyor
Bir umut ya yaşamak
Belki yarın iyi bir insan olur muyuz?

Çökmüşlükler

Bir intihar korkusu sarıyor içimi

Bir intihar korkusu sarıyor içimi o şarkı her çaldığında,
hayatı sorguluyorum,
aldığım her nefesin amacı belirsiz,
atılan her adım nereye ulaşmak için?
anlamsız kararlar alıyorum,
hiç olmadık zamanlarda ağlamak geliyor içimden,
gülüyorum bazen, evet bazen,
sonra bir garipseme ile durduruyorum gülümsemeyi,
üşüyorum sıcak havalarda,
uzun yollara çıkmak istiyorum,
bilmediğim yerlere gitmek
tanışmadığım insanlarla konuşmak
yeni insanların isimlerini öğrenmek
“ne sıkıntılar varmış” diyebilmek istiyorum

Hiç görmediğim bir insana aşık oluyorum birden
yaşamadığım hayatları anılarıma kaydediyorum
mahalleden her geçişimde beni bir an olsun durduran,
beynimdeki tüm düşünceleri kamaştıran o pembe çiçekli ağacın kokusunu
senin kokun sayıyorum,
çocukların gülüşmelerinde duyuyorum sesini
güneşli bir sabahın parıltısında gözlerini görüyorum,

Bir intihar korkusu sarıyor içimi gün her karardığında,
karanlık
sessizlik
yalnızlık
korku
düşüncelerim…

Çökmüşlükler

İçimizdeki cam kırıkları

İçimizde cam kırıkları biriktirerek büyüyoruz,
Ölüyoruz, ölüme yaklaşıyoruz mu demeliyiz belki de,

Başka hayatların hayallerini kurmanın heyecanı, bir o kadar da gerginliği ile geçiyor zaman,

Bir yaşa geliyorsun ki, artık başka hayatların sadece hayal olarak kalacağından emin oluyor insan,

İçindeki cam kırıklıklarını görmezden geliyor,

Yok sayıyor,

Mutluluğu bulduğunu sandığı en rahat anında derin bir nefes alırken, kalbinde hissettiği dayanılmaz cam kırığı batmasının etkisiyle fark ediyor, kaybettiği yanlarını…

Her bir hayal kırıklığını bir nevi mezar taşı gibi cam kırığı olarak içine gömmüş insanoğlu, çaresizliğinde boğuluyor.

Farklı bir hayat hayal ediyorum” ile başlayan cümlelerin,
Farklı bir hayat hayal ederdim”e dönüştüğü zamanlarda

Simsiyah boyanmış küçük hücresinin duvarlarını farklı renklere boyamaya çalışarak mutlu olacağını sanıyor,

Gerçek şu ki, hiçbir renk hücrene ne bir cam ekliyor ne de duvara çizdiğin kapı, seni dışarıya çıkarıyor.

Boyamayı, çizmeyi de bırakıyorsun bir süre sonra…

Çökmüşlükler

Tekrar eden bir ızdırap ve umut…

Gecenin çukurunda, tam da uykuya dalmanın arefesinde,

ya da her sabahın ilk ışıklarında göz kapaklarımı açma esnasında,

zihnimin ilk misafiri olurdun bir zamanlar,

hayallerim, gözlerime misafir olmanı beklemenin coşkusunu yaşardı,

 

Işığın her gün -aralıksız- geceye yenik düşmesi gibi ızdırap verici,

gün doğumunu beklemenin bayram sabahı heyecanı ve umudu gibiydi sana aşkım

 

Tekrar eden bir ızdırap ve umut…