Farkındalıklar

Öğrenilmiş Çaresizlik mi Dersin, Öğrenilmiş Mutsuzluk mu?

Mutsuzuz, her dakika, her saniye, her an!
Ama atalarımızın hiç mi suçu yok?
Aslında tüm suç onların! Bizim ufak tefek hatalarımızı saymazsak.

Geliyor yine bir tatil dönemi…
Bütün yıl hayalini kurduğun zamanları uyuyarak
gereğinden fazla yiyerek
İçki, sigara, nargile vb artık ne kadar zararlı şey varsa tatilde zararsızmış gibi tüketerek
Bundan kalan zamanlarda da fotoğrafını çekmek için gittiğin yerlerin en karizmatik karelerini arayıp,
Instagram storieslerine kaç kişinin baktığını sık sık kontrol ederek geçirmek sizce haksızlık değil mi şu verdiğimiz nefese?

Gün doğumunu izlemeden
Gün batışının oluşturduğu renk karmaşası üzerine düşünmeden
Kuşların cıvıltısındaki ufacık farkları farkedip, aslında hepsinin aynı sesi çıkarmadığını farketmeden
Yolda karşıdan karşıya geçmeye çalışan belki de dikkatsiz bir şoförün birazdan ezeceği kaplumbağanın dünyanın en yavaşlarından olmasına rağmen, en uzun yaşayanlardan olmasını sorgulamadan
Sabahları erken kalkıp, yöre insanlarının hiç de mutsuz görünmeyen ve çoğunluğunun 70 yaşı geçkin bir şekilde işlerinin başlarına geçmelerine şaşırmadan,
Denize karşı, arkada hafif bir dalga sesiyle en sevdiğin kitabı okuyarak hayal dünyasına dalmadan….

Geçirdiğin tatil haksızlık değil mi şu verdiğimiz nefese?

Şimdi diyeceksin ki, tüm bunların atalarımızla ne alakası var?

Var dostum var..

Bize para harcama kültürü anlatılmadı,
Sevme kültürümüz yok, ne kendini ne de başkasını…
Eksiklerinle mutlu yaşamak diye bir şey öğretilmedi bize
ya da sadeliğin en büyük özgürlük olduğu..
Biriktirmeyi benimsettiler,
Ceplerimiz doldu taştı gereksiz yüklerle, yürüyemez olduk,
Kendin olmak kötüydü bizim kültürümüzde,
Komşu çocuğuyla gizlice birbirimizi izleyerek geçirdik çocukluğumuzu
Sorgulama öğretilmedi,
Neden birbirimizi izlediğimizi tartışmadık arkadaşlarımızla,
Ben nasıl oldum’un dahi cevabını vermediler bize, gözlerimiz gökyüzüne bakarak geçirdik bebekliğimizi, bir leyleği görmenin umuduyla…

Ah! Bunların üstüne vardır elbet bizim hatamız da ama yaşamak öğretilmedi bize,
Çakıllı bir yola soktular bizi,
Ne yolumuzu değiştirdik, ne de farklı bir yol aradık,
Sadece ayağımıza batan taşların acılarını birbirimize anlatıp,
Sistemin arkasından sövdük sadece…

Oysa bazılarımız isyan etti, ve belki de aslanlarla kaplanlarla dolu ormana attı kendini…
Temiz yol uzak değildi elbet, ama zihnimize kurulan hapishaneden kaçış pek azımız için mümkündü…

Önceki İçerik Sonraki İçerik

İlgini Çekebilir…

Yorum Yok

Bir Cevap Yazın